Av. Eda Berat Deniz Boşanma davalarında taraflar iddialarını ispatlamak için, hukuka uygun olmak kaydıyla, her türlü delile (tanık, fotoğraf, video, cep telefonu kayıtları, fatura, otel kaydı vb.) başvurabilirler.  Delillerin hukuka uygun olup olmadığının değerlendirilmesi mahkemece yapılır. Eğer bir delil, kişilerin Anayasa ile tanınmış hakları ihlal edilerek elde edilmişse, o delilin hukuka aykırı olduğu kabul edilir.

Peki eşlerden birinin diğerinin sadakatsizliğini ispatlamak için ortak konutta gizli kamerayla çekim yapması veya gizlice ses kaydını alması halinde, elde edilen video veya ses kayıtları hukuka uygun olarak elde edilmiş, dolayısıyla hukuka uygun delil olarak kabul edilecek midir ?

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 2007/17220 Esas ve 2008/13614 Karar sayılı kararında bu konu incelenmiş ve bu şekilde elde edilen delillerin hukuka uygun olduğu yönünde karar verilmiştir.

Karara konu davada, davacı koca, birlikte yaşadıkları ortak konutta, davalı kadının bilgisi olmaksızın ses kayıt cihazı yerleştirmiş, bu suretle kadının sadakatsizlik teşkil eden konuşmalarını kaydetmiş, buna ilişkin CD'yi de boşanma davası sırasında mahkemeye delil olarak sunmuştur. Davalı kadınsa bu delilin hukuka uygun olmadığını zira CD'nin özel hayatın gizliliği ihlal edilmek suretiyle hukuka aykırı yolla elde edildiğini ileri sürmüştür.

Kısaca özetlediğimiz söz konusu davaya ilişkin Yargıtay kararının ilgili kısmı ise şu şekildedir:

"...Kuşkusuz Anayasaya göre; herkes özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz. ( Anayasa m,20/1 ) Ancak, evlilik birliğinde eşlerin, evliliğin devamı süresince birbirlerine sadık kalmaları da yasal bir zorunluluktur. ( TMK.m.185/3 ) Eşlerden birinin, bu alana ilişkin özel yaşamı, evlilikle bir araya geldiği ve birlikte yaşadığı hayat arkadaşı olan diğer eşi de en az kendisininki kadar yakından ilgilendirir. O nedenle, evlilikte, evlilik birliğine ilişkin yasal yükümlülükler alanı, eşlerin her birinin özel yaşam alanı olmayıp, aile yaşamı alanıdır. Bu alanla ilgili de eşlerin tek tek özel yaşamlarının değil bütün olarak aile yaşamının gizliliği ve dokunulmazlığı önem ve öncelik taşır. Bu bakımdan evliliğin yasal yükümlülükler alanı, diğer eş için dokunulmaz değildir. Bu nedenle, eşinin sadakatinden kuşkulanan davacı-davalının, birlikte yaşadıkları her ikisinin de ortak mekanı olan konutta, eşinin bilgisi dışında ses kayıt cihazı yerleştirerek, eşinin aleni olmayan konuşmalarını kaydetmesinde bu suretle sadakat yükümlülüğü ile bağdaşmayan davranışlarını tesbit etmesinde özel hayatın gizliliğinin ihlalinden söz edilemez ve hukuka aykırılık bulunduğu kabul olunamaz. Aksine, aile birliğine ilişkin ortak yaşanılan mekana davalının, meşru olmayan bir amaç için arkadaşlarını kabul etmesinde, aile hayatının gizliliğini ihlal söz konusudur. Bu bakımdan sözü edilen delilin elde edilişinde hukuka aykırılık bulunduğundan söz edilemez..."

Hemen belirtmemiz gerekir ki, hukukumuzda Yargıtay kararları, içtihadı birleştirme kararları hariç mahkemeleri bağlayıcı olmadığı gibi, Yargıtay'ın görüşü de zaman içinde değişebilmektedir.

Ancak Yargıtay'ın şu anki görüşü,  eşlerin sadakat yükümlülüğü ve aile yaşamının gizliliği ve dokunulmazlığından hareketle, ortak konutta yapılan gizli kayıtların hukuka uygun delil olduğu yönündedir.

Av. Eda Berat Deniz  

Av. Eda Berat Deniz 1999 Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunudur, İstanbul Barosu'na kayıtlıdır. Boşanma ve aile hukuku üzerine uzmanlaşmıştır