Av. Eda Berat Deniz Boşanma davalarıyla ilgili olarak en çok merak edilen ve bilgi alınmak istenen konulardan biri nafaka. Nafaka çeşitleri, nafakanın nasıl belirlendiği, nasıl ödeneceği, ödenmemesi halinde hangi sonuçlarla karşılaşılacağı boşanma sürecindeki eşlerin aklındaki pek çok sorudan birkaçı. Bu makalemde nafaka ve çeşitleri ile ilgili temel kavramları ele alıp, nafakanın önemi ve kapsamının genişliği karşısında, sonraki makalelerimde de bu konuya yeniden yer vereceğim.

Öncelikle bir boşanma davasında hangi tür nafakalarla karşılaşılabilir bunu ele alalım:

1. Tedbir Nafakası

2. Yoksulluk Nafakası

3. İştirak Nafakası

Tedbir, yoksulluk, iştirak... Şimdi bu kavramlara daha yakından bakalım.

Türk Medeni Kanunu'nun 169. maddesine göre, boşanma veya ayrılık davası açıldığında, hakim, davanın devamı süresince gerekli olan geçici önlemleri kendiliğinden almalıdır. Eşlerin geçimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemler bu niteliktedir. İşte tedbir nafakası dediğimiz nafaka ile amaçlanan da budur.

Tedbir nafakası eş ve çocuklar için ayrı ayrı belirlenir. Hakim, eğer bu nafaka olmasaydı, boşanma davası sırasında geçimini sağlayamayacak eş lehine tedbir nafakasına hükmeder. Yine çocuk kendisine bırakılmamış olan eş, çocuğun bakımına katılmak için, diğer eşe tedbir nafakası ödemelidir. 

Burada dikkat edilmesi gereken, tedbir nafakasına hükmedilirken hakim tarafından kusur araştırılmasına gidilmemesidir. Yani tedbir nafakası için sizin veya eşinizin kusurlu olup olmaması önemli değildir, önemli olan dava sonuçlanıncaya kadar diğer eşin ekonomik olarak zor duruma düşmesinin önüne geçilmesidir. Dolayısıyla, lehinize bir tedbir nafakasına hükmedilmesi davayı kazanacağınız anlamına gelmediği gibi, aleyhinize bir tedbir nafakasına hükmedilmesi de davada haksız bulunduğunuz, davayı kaybedeceğiniz anlamına gelmez.

Belirttiğim gibi, tedbir nafakası dava sürecine ilişkin bir nafaka türüdür, peki dava sonuçlanınca ne olacak?

Dava sonuçlanınca iki tür nafaka ile karşılaşabiliriz: yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası.

Türk Medeni Kanunu'nun 175. maddesine göre, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Bu maddede koşulları belirlenen nafaka, yoksulluk nafakasıdır.

Yoksulluk nafakasında da, tedbir nafakasında olduğu gibi diğer eşin geçiminin sağlanması, yoksulluğa düşmesinin önlenmesi amaçlanmaktadır. Ama burada önemli bir fark vardır ki bu, diğer eşin daha çok kusurlu olmaması gerektiğidir. Yani eğer boşanmaya yol açan sebeplerde eşiniz sizden daha fazla kusurlu bulunursa, yoksulluk nafakası ödeme yükümlülüğünüz olmayacaktır.

Türk Medeni Kanunu'nun 182. Maddesine göre velayet kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. İşte velayet kendisinde olmayan ana veya babanın bu giderlere katkı olarak verdiği nafakaya iştirak nafakası  denilmektedir. Dava süresince çocuk için ödenen nafaka, geçici bir önlem niteliğinde olduğu için tedbir nafakası olarak adlandırılırken, hükmün kesinleşmesinden itibaren ödenen nafaka artık iştirak nafakasıdır.

Nafaka çeşitlerini ve hangi nafaka neyi ifade eder, neyi amaçlar bunu açıklamaya çalıştım. Bir sonraki makalemde nafakayla ilgili diğer konulara yer vereceğim.

Av. Eda Berat Deniz