Türk Medeni Kanunu’nda yer alan vasiyetname çeşitlerinden üçüncüsü sözlü vasiyetnamedir. El yazılı vasiyetname ve resmi vasiyetnameden hangisinin yapılacağı tamamen vasiyetçinin kendi tercihine bağlı iken; sözlü vasiyetnamenin yapılabilmesi vasiyetçinin tercihini aşan bazı şartların varlığına bağlıdır. Yani sözlü vasiyetname, istisnai nitelikte bir vasiyetname şeklidir.
Vasiyetçinin sözlü vasiyetname yapabilmesi için ilk olarak el yazılı vasiyetname ve resmi vasiyetname yapma imkan ve iktidarına sahip olmaması gerekmektedir. Vasiyetçi bu iki tür vasiyetnameden birini yapabilecek durumda iken; buna rağmen sözlü vasiyetname yapmışsa sözlü vasiyetname hükümsüz olur.
Sözlü vasiyetnamenin yapılabilmesi için gereken diğer şart olağanüstü durumun bulunmasıdır. Türk Medeni Kanunu’nda olağanüstü durumlardan en önemlileri sınırlı sayıda olmayacak şekilde örnek olarak sayılmıştır. Bunlar; yakın ölüm tehlikesi, ulaşımın kesilmesi, hastalık ve savaştır. Kanunda belirtilenler örnek niteliğinde olduğundan kanunda belirtilmemiş olsa da kazalar, yaralanmalar, yer sarsıntıları, su baskınları da olağanüstü durum olarak kabul edilmektedir.
Yukarıda belirtilmiş olan bu iki şartın yanında sözlü vasiyetname yapılırken uyulması gereken şekil şartları da vardır. Bu şartların bir kısmı vasiyetçinin uyması gereken şartlarken diğer kısmı tanıkların uyması gereken şartlardır.
Vasiyetçinin son arzularını içerir beyanlarını iki tanık önünde söylemesi ve bu beyanların yazılı bir belge haline getirilmesi hususunda bu kişileri görevlendirmiş olması gerekir. Tanıklar bu görevi kabul etmek zorunda değildir, bu görevi reddedebilirler.
Muris son arzularını tanıklara beyan ettikten sonra tanıklar bu beyanları ya bizzat hemen yazıya geçirirler ya da murisin bu beyanlarını sözlü olarak hemen sulh veya asliye hukuk hakimine bildirirler ve hakimce tutulan tutanağın altını imzalarlar. Tanıkların murisin sözlü beyanlarını yazılı hale getirmesi görevini “hemen, vakit geçirmeksizin, derhal” yerine getirmeleri gerekmektedir. Yapılan sözlü vasiyetin aradan birkaç gün geçtikten sonra kaleme alınması durumunda Yargıtay vasiyetin geçerli olmadığını kabul etmektedir. Çünkü aradan geçen süre içerisinde vasiyetçinin söylediği sözlerin unutulması tehlikesi vardır.
Vasiyetçinin son arzuları tanıklardan biri tarafından yazıya geçiriliyorsa tanık vasiyetin yapıldığı yeri ve tarihi yazıp metni imzaladıktan sonra diğer tanığa da metni imzalatmalıdır. Akabinde yazılı metin tanıklar tarafından bizzat ve şahsen hakime teslim edilmelidir. Tanıklardan biri yoksa veya ölmüşse yalnızca diğer tanığın metni hakime teslim etmesi vasiyetnamenin geçersizliği sonucunu doğurur. Bunun gibi tanıklar tarafından hazırlanan belge üçüncü bir kişi veya posta ile mahkemeye gönderilirse vasiyetname yine geçersiz olur.
Vasiyetçinin sözlü beyan ettiği son arzuları tanıklar tarafından yazıya geçirilmeden sözlü olarak hakime bildirilip hakim tarafında yazılı tutanak tutuluyorsa iki tanık hakim huzurunda aynı anda bulunmalıdır.
Tanıklar vasiyetçinin son arzularını kendileri yazılı hale getirip bu metni hakime tevdi etseler de son arzuları sözlü olarak hakime iletip hakimin yazılı hale getirmesini sağlasalar da vasiyetçinin son arzuları hakime iletildikten sonra tanıkların, sözlü vasiyetname yapılmasını gerektiren olağanüstü durumun ne olduğunu açıklamaları ve vasiyetçinin tasarrufa ehil olduğunu beyan etmeleri gerekmektedir. Tanıkların bu iki hususu beyan etmemeleri vasiyetnamenin iptali sebebidir.
Sözlü vasiyetname yapacak kimse askerlik hizmetinde bulunuyorsa, teğmen veya daha yüksek rütbeli bir subay; ülke sınırları dışında seyreden bir ulaşım aracında bulunuyorsa, o aracın sorumlu yöneticisi; sağlık kurumlarında tedavi edilmekteyse, sağlık kurumunun en yetkili yöneticisi hâkim yerine geçer.
Sözlü vasiyetname istisnai bir vasiyetname şekli olduğundan geçici bir süre için hüküm ifade eder. Olağanüstü durumun değişmesi ve ortadan kalkması halinde vasiyetçi el yazılı ya da resmi vasiyetname yapma imkanına sahip olur. Bu nedenle olağanüstü halin ortadan kalkmasının üzerinden 1 ay geçmiş olmasına rağmen vasiyetçi hala hayatta ise sözlü vasiyetnamenin hükmü kendiliğinden ortadan kalkar. Bu konuda iptal davası açılmasına ve mahkemenin iptale ilişkin karar vermesine gerek yoktur. Hükümsüz hale gelen vasiyetname geçmişe etkili olarak ortadan kalkmakta ve hiç yapılmamış gibi sonuç doğurmaktadır.
Av. Eda Berat Deniz, Stj. Av. Tansu Baş