Mirasın paylaşılmasında irade özgürlüğünün istisnaları vardır. Bu istisnalar; kanundan, mahkeme kararından, miras bırakanın iradesinden ve mirasçıların anlaşmasından doğan sınırlamalardır. Bu durumlar paylaştırmanın geciktirilmesine yol açmaktadır. Emredici hükümler irade özgürlüğünün temel sınırını oluştururlar. Mirasbırakan ve mirasçıların irade özgürlüğü emredici hükümlere uygun olduğu sürece söz konusudur.

1. Kanundan Doğan Sınırlamalar

Kanundan doğan sınırlamaların başında "Cenin nedeniyle erteleme" gelir. Mirasın açıldığı tarihte mirasçı olabilecek bir cenin varsa paylaşma ceninin doğumuna kadar ertelenir. Yine ana muhtaç ise geçim giderlerinin doğuma kadar terekeden sağlanmasını isteyebilir. Kanun koyucu bu hakkı anaya, muhtaç olması durumunda tanımıştır. Kanun koyucu bu hakkı cenin sağ doğduğu zaman düşecek miras payı üzerinde değil, terekenin tümü üzerinde tanımıştır ve çocuk ölü doğsa bile ana aldığını geri vermekle yükümlü değildir çünkü ana bu giderleri çocuğun menfaatine yapmıştır.

2. Mahkeme Kararından Doğan Sınırlamalar

Türk Medeni Kanununa göre "Paylaşmanın derhal yapılması, paylaşım konusu malın veya terekenin değerini önemli ölçüde azaltacaksa; sulh hâkimi, mirasçılardan birinin istemi üzerine bu malın veya terekenin paylaşılmasının ertelenmesine karar verebilir." Mirasçılardan birinin isteminin olması kanunun aradığı bir şarttır. Hâkimin mirasçının bu isteminin gerçekten malın veya terekenin değerini önemli ölçüde azalmasına neden olup olmayacağını kısacası talebin dayandığı nedenlerin geciktirmeyi haklı kılacak nitelikte olup olmadığını takdir yetkisi vardır. Kanun hükmünden ortaya çıkan bir diğer önemli kavram paylaşmanın derhal yapılmasının paylaşma konusu malın veya terekenin değerini önemli ölçüde azaltması durumunun olmasıdır. Terekenin tümü üzerinde esaslı şekilde azalma oluyorsa paylaştırma talebi tamamıyla reddedilecek; önemli ölçüde azalma terekeye dâhil olan bazı mallar açısından meydana geliyor ise terekenin tamamı için paylaştırmanın ertelenmesi söz konusu olmayacaktır.

Paylaşmanın ertelenmesine sulh hâkimi tarafından mirasçılardan birinin istemi üzerine karar verebilir. Hâkimin paylaşmayı ne zamana kadar geciktirdiğini bildirmesine gerek olmayıp sadece hangi nedenle ertelediğini bildirmesi yeterlidir ve mirasçılarda her zaman bu sebebin ortadan kalktığını ileri sürerek paylaşmanın gerçekleşmesini isteyebilir fakat bu sebebin ortadan kalktığını yine hâkim resen araştırmak durumundadır.

Malın veya terekenin değerinin önemli ölçüde azalmasına neden olan durumlar devamlılık arz ediyorsa, paylaştırmanın geciktirilmesi istenemez fakat bu durumların yakın gelecekte ortadan kalkması mümkünse paylaştırmanın ertelenmesi söz konusu olacaktır; dolayısıyla ertelemeye neden olan olguların geçici nitelikte olması gerekir. Kanun koyucu bu hükümle, malın değerinin önemli ölçüde azalması durumundan mirasçıları korumak istemiştir.

Örneğin; mirasçılara intikal eden şehir dışında, çevresinde yerleşmenin çok sınırlı olduğu bir arazinin yakın gelecekte arazinin yanına kurulacak bir okul, hastane, fabrika vb. gibi nedenlerle değeri artacak ise paylaşmanın ertelenmesi mirasçıların menfaatine olacaktır. Artan fiyatlar mirasçıların yararına olacaktır. Türk Medeni Kanununa göre mirasçılardan her biri tereke borçlarının paylaşmadan önce ödenmesini veya güvenceye bağlanmasını hâkimden isteyebilir, hâkim bu borçlar ödeninceye veya teminat bağlanıncaya kadar paylaşmayı erteler.

Hâkim terekede ekonomik bütünlüğe sahip tarımsal işletmeyi, gelir değeri üzerinden bölünme olmaksızın ehil mirasçılardan birinin istemde bulunması üzerine bu mirasçıya özgüleme yapabilir. Kendisine tarımsal işletme özgülenen mirasçının istemiyle, özgülenen işletmenin paylaşılması uygun bir süre ertelenebilir. Fakat kanun koyucu bunun için bazı şartlar aramıştır. Kendisine özgüleme yapılan mirasçının diğer mirasçıların payları karşılığında ödemesi gereken miktar ile daha önceden işletme üzerinde kurulmuş bulunan rehinlerle güvence altına alınan borçların toplamının özgülenen işletmenin gelir değerinin dörtte üçünü aşması durumunda kendisine özgüleme yapılan mirasçı istemde bulunabilir. Kanun bu ortaklığı kazanç paylı aile malları ortaklığı olarak tanımlamıştır.

Kendisine özgüleme yapılan mirasçının, ortaklığın sona erdirilmesini talep etme hakkı vardır; yeter ki aksi kararlaştırılmış olmasın. Yine kendisine özgüleme yapılan mirasçının, diğer mirasçıların paylarının karşılığını ödeyecek konuma gelmesi halinde mirasçılardan her biri ortaklıktan çıktığını bildirerek, kendine özgüleme yapılan mirasçıdan payının karşılığının ödenmesini isteyebilir.

3. Mirasbırakanın İradesinden Doğan Sınırlamalar

İrade özerkliği ilkesi gereğince miras bırakanın iradesi kanun koyucunun koyduğu kuralların üstünde; mirasçıların iradesi de her ikisinin üstündedir. Mirasbırakanın tasarrufu ile paylaşma kuralları koyabileceğini kanun düzenlemiştir. Bu sebeple mirasbırakan ölüme bağlı tasarrufuyla paylaşmanın nasıl gerçekleşeceği konusunda kurallar koyabilir. Fakat kanun koyucu mirasbırakanın bu tasarrufunun zamanını tayin bakımından bir düzenleme yapmamış olmasına rağmen konuyu, mirasbırakanın paylaşma zamanını tayin edebilmesi ve paylaşama şeklini tayin edebilmesi bakımından ikiye ayırarak incelemek faydalı olacaktır.

3.1. Paylaşma Zamanını Tayin Bakımından

Mirasbırakan ölüme bağlı tasarrufla paylaşma kuralları tayin etmesi, mirasçıların paylaşmayı her zaman isteyebilmesi ilkesine istisna teşkil etmektedir. Şöyle ki; mirasbırakan bu tasarrufla paylaşmanın ertelenmesine neden olabilir. Mirasbırakanın ölüme bağlı tasarrufla paylaşmayı tamamen yasaklaması konusu gündeme geldiğinde, mirasbırakanın böyle bir tasarruf yapması miras hukukunun özüyle bağdaşmaz çünkü miras ortaklığı kanundan doğar, geçici niteliktedir ve mirasçılar paylaşmanın gerçekleşmesi gayesindedir. Dolayısıyla mirasbırakanın paylaştırmayı tamamen yasaklaması kanuna aykırıdır ve geçerli olmaz. Miras hukukunun özüyle bağdaşmayan paylaşmanın, mirasbırakan tarafından tamamen kaldırılması mümkün olmamakla birlikte, mirasbırakanın ölüme bağlı tasarrufu paylaştırmanın ertelenmesine yol açabilir. Mirasbırakanın paylaştırmayı ertelemesi imkânı belli veya belirlenebilir bir süre için söz konusu olabilir. Mirasbırakanın paylaşmanın geciktirilmesine yönelik tasarrufu, bazı mirasçıların saklı paylarına tecavüz ederse veya mirasbırakan miras ortaklığının süresiz devam etmesini öngörürse bu tasarruf geçersiz sayılacak bu durumda bir mirasçı dahi paylaşma davası açsa mirasbırakanın tasarruflarını ileri sürerek diğer mirasçılar paylaşmayı engelleyemeyeceklerdir.

3.2. Paylaşmanın Şeklini Tayin Bakımından

Mirasbırakanın kimin hangi malı alacağına belirlemeye ilişkin irade özgürlüğü vardır. Evim oğlumun, yazlığım kızımın olsun gibi bir belirleme yapması onun irade özgürlüğünün göstergesidir. Mirasbırakanın ölüme bağlı tasarrufla koyduğu kuralın kanunda düzenlendiği gibi mirasbırakanın tereke malını bir mirasçıya özgülemesi vasiyet olmayıp paylaştırma kuralıdır. Kanun maddesinden de anlaşılacağı üzere, doktrindeki egemen görüşe göre de paylaştırma kuralı olarak yorumlanması yerindedir. Mirasbırakanın, paylaşma kuralları koyması mirasçılar için kural olarak bağlayıcı olmakla birlikte; mirasçılar oy birliğiyle bu kuralları kaldırabilirler.

Mirasçıların tümünün ortak iradesi, hem kanunun hem de mirasbırakanın iradesinin üzerinde tutulmuştur. Çünkü kanun, mirasçıları zorunlu bir ortaklık içine dahil etmiştir ve mirasçıların gayesi de mirasın paylaşılması sonucu paylarına kavuşmaktır. Mirasçılardan birinin itiraz etmesi halinde paylaşma yapılamaz. Mirasbırakanın koyduğu kurallar geçerlidir; mirasbırakan tarafından paylaşmanın ertelenmesi söz konusuysa bu süreye kadar paylaşma gerçekleşemez şayet paylaşma davası açılmışsa bu dava reddedilir.

Mirasbırakanın ölüme bağlı tasarrufla kurallar koymasının yanı sıra vasiyeti yerine getirme görevlisi tayin etmesi de mümkündür. Mirasbırakanın paylaşma kurallarıyla birlikte vasiyeti yerine getirme görevlisi tayin etmesi durumunda mirasbırakanın iradesi öncelik kazanmakta, mirasçıların taksim serbestisi kısıtlanmakta ve mirasçılar bu kurallarla bağlayıcı olmaktadır. Fakat mirasbırakan paylaşma kuralları koymadan vasiyeti yerine getirme görevlisi tayin etmişse, mirasçılar oybirliğiyle mirasın nasıl yapılacağı konusunda vasiyeti yerine getirme görevlisini bağlayabilirler.

4. Mirasçıların Anlaşmasından Doğan Sınırlamalar

Mirasçılar kanuna göre paylaşmayı her zaman isteyebilirler. Mirasçılar oy birliğiyle, mirasbırakan tarafından belirlenen paylaşma kurallarını bertaraf edebilirler. Mirasçıların önünde tek engel emredici hükümlerdir.

Mirasçıların irade özgürlüğüne bir başka engel ise, oybirliğiyle yapacakları anlaşma ile kanundan kaynaklanan miras ortaklığının devam ettirilmesini kararlaştırmalarıdır. Buna mirasçıların ortaklığa devam sözleşmesi (idame-î şüyuu) veya uzatılan miras ortaklığı denir. Uzlaşma olmaksızın taksimi uzun yıllar talep etmeyerek fiilen uzayan miras ortaklığında ise paylaştırmayı geciktirmeye ilişkin açık veya örtülü bir sözleşme söz konusu değildir. Bu sözleşmenin varlığı halinde mirasçılara tanınan irade özgürlüğü sınırlandırılmış olup, mirasçılar paylaşma talebinde bulunamazlar. Mirasçılardan birkaçının bu sözleşmeyi aralarında yapmaları halinde sözleşmenin tarafı olmayan mirasçılardan biri mirasın paylaşılması için dava açabilir. Diğer mirasçılar ortaklığa devam sözleşmesinin varlığına dayanarak paylaşmanın iptalini isteyemezler; çünkü ortaklığa devam sözleşmesini mirasçıların oybirliğiyle yapması gerekir.

Mirasçılar arasındaki bu sözleşme, terekenin tamamı için söz konusu olabileceği gibi bir kısmı için de söz konusu olabilir. Mirasbırakanın iradesinden kaynaklanan sınırlamalar konusunda değindiğimiz gibi mirasbırakanın paylaşmanın hiçbir zaman yapılmamasına ilişkin tasarruflarında olduğu gibi mirasçıların uzatılmış miras ortaklığı sözleşmesiyle paylaşmayı süresiz olarak ertelemesi miras hukukunun yapısına aykırıdır. Bu sözleşme süresiz olarak yapılmışsa ya da mirasçıların katlanamayacağı kadar uzun bir süre için yapılmışsa kişilik haklarına aykırı düşeceğinden yola çıkılarak kanun gereğince geçersiz olacaktır. Mirasçılar belli bir süre için paylaşmanın ertelenmesine ilişkin sözleşme yapmışsa bu belli sürenin dolması ya da sözleşmenin fesih sebebiyle sona ermesi halinde mirasçılar paylaşma davası açabileceklerdir. Son olarak mirasçılarından birinin ölmesi halinde bu sözleşmenin mirasçının yerine geçen mirasçıları bağlamayacağı kabul edilmiştir. Uzatılmış miras ortaklığı sözleşmesinin devam etmesine engel bir durum olmasa bile öngörülmemiş haklı sebebin en tipik örneğidir ve mirasçının ölmesiyle yeni bir ortaklık meydana gelmiştir, bu sebeple mirasçıların paylaşmadan yoksun kılınması kabul edilemez.

Miras ortaklığı kanundan doğan bir ortaklıktır ve kanun koyucu bu zorunlu ortaklığı mirasçılara paylaşmayı her zaman isteme hakkı tanıyarak yumuşatmıştır. Paylaşmayı isteme hakkı mirasçılık sıfatı kesinleşmiş kişiler açısından söz konusudur. Bu hak her şeyden önce dürüstlük kuralına aykırı olarak kullanılmamalıdır. Paylaşmayı isteme hakkı sınırsız değildir ve bu hakkın kötüye kullanılmasını engellemek için sınırlar çizilmiştir. Aslında kanun koyucu bu istisnalarla mirasçıları korumayı amaçlamıştır. Kanunun paylaşmayı öngören hükümlerinin emredici nitelikte olmaması sebebiyle mirasbırakanın iradesi kanundan üstün, mirasçılarının iradesi ise her ikisinden de üstündür.

Av. Eda Berat Deniz, Stj. Av. Emre Bal